Olağanüstü günlerden geçen iç ve dış şer odaklarının bir türlü rahat bırakmak istemediği ülkemizde bütün bu tehlikelere karşı bizlere de büyük sorumluluklar düşmektedir.
Millet olarak birlik beraberlik içerisinde bu süreci de atlatacağımıza inancımız tamdır. Vatanı, milleti, bayrağı, istikbali için tankın altına yatan, üzerlerine ateş açan uçaklara meydan okuyan kahramanlar, günlerce sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutan bu halk gizli açık bütün düşmanlarına bu birlik ruhunu bozamayacaklarını göstermişlerdir. Bundan sonraki süreçte yapmamız gereken sürekli teyakkuz halinde olmadır. Din istismarcılarına karşı güzel dinimizi, evrensel değerleri en güzel şekilde anlatmaktır.
Bunun için medya ayağı olarak kamuoyunu doğru bilgilendirme, taleplerimizi dile getirme, kamuoyu oluşturma ve ikinci ayağı olarak taleplerin gerçekleşmesi için gerekli girişimlerde bulunmaktır. İşte Mevzuat ve Toplu Sözleşme birimi olarak bizim sorumluluk alanımız da burada devreye girmektedir. İstenilen bu taleplerin gerçekleşmesi için Toplu Sözleşme masasına, Kurum İdari Kurulu toplantılarına, kamu personeli danışma kuruluna taşınması gerekmektedir.
13 yıldır yetkili sendika olarak bu taleplerimizi, toplu sözleşme masasına, KİK toplantılarına, taşıdık. Siyasilerle görüşmelerimizde bu talepleri yine dile getirdik. Toplu sözleşmede daha sonra ele alınacak konuları ise Kamu Personel Danışma kurulu toplantılarına taşıyarak sistematik şekilde sorunlara çözüm üretmeye çalışıyoruz. Son olarak 23 Nisan’da fiili olarak çalışan personelimizin mesai ücretlerinin yatırılmaması üzerine devlet personel başkanlığına dilekçemizi gönderdik ve mesai vermeyen müftülüklerle de görüşerek sorunu çözdük.
Yine kurumsal yapımızın gereği olarak Diyanet-Sen mevzuat alanında da yeni bir yapılanmaya gidiyor. Şu anda Diyanet-Sen Disiplin, Denetleme, Teşkilatlanma, Seçim, Mali İşler ve Personel yönetmeliklerinin hazırlanması konusundaki çalışmalarımız son aşamasındadır.
Ülkemizin sahip olduğu büyük potansiyele inanarak çıktığımız yolda, Türkiye’nin ilerlemesi adına 18 yıldır emek mücadelesi vererek ter akıtıyoruz. Sizlerin de malumu olduğu üzere 18 Ağustos sendikamızın kuruluş yıl dönümü. İlk günkü heyecanla yolumuza devam ediyoruz. Diyanet-Sen olarak, günden güne büyüyor, Türkiye’nin her köşesine yayılıyor ve hizmet üretiyoruz. Diyanet-Sen çatısı altında toplanan Din görevlilerine özgüven, vizyon, yeni sosyal haklar kazandırıyor, ülkemize, cami cemaatlerimize daha fazla katkı sağlanması konusunda imkan oluşturuyoruz.
Diyanet-Sen olarak, sendikacılığı kavga, protesto, kargaşa, devleti zaafa düşürme olarak algılayan zihniyetin aksine, ortak aklı, iyi ilişkileri, toplumsal ve ahlaki değerleri merkeze alarak uzlaşma kültürü ile daha fazla hak elde edilebileceğini de gösterdik. Ülkenin bekasında kilometre taşı olan, tarihin her döneminde toplumsal değişimin, dönüşümün ve gelişmenin öncüsü olan din görevlilerimizi, hak arama adına yollara düşürmeden, mesleki statüleri ile çelişecek tutum ve davranışlar içine girmeden de haklarının talep edilebileceğini ve azamisini alabileceklerini ortaya koyduk. Çalışmalarımız aralıksız devam edecektir.
15 Temmuz gecesi bu milletin birer evladı olarak bizlerde Ankara’da olan arkadaşlarımızla Ben, Hacıbey Bey ve Danışmanımız Recep Ekmekçi Bey Ankara Emniyeti’nde sabaha kadar çatışmaların ortasında vatanımız milletimiz bayrağımız için mücadele ettik. Hakeza Genel Başkan Vekilimiz Osman Aydın Ankara Adliyesi’nde ve diğer başkanlarımda bulundukları illerde vatan savunmasında ön saflarda yerlerini almışlar sonraki günlerde ise gece nöbetleri ile bu görevi devam ettirdik.
Son olarak darbe girişimini kurtuluş savaşı ruhu ile Çanakkale ruhu ile gözünü kırpmadan kendini kurşunlara siper ederek engelleyen gece sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutan bu kahraman milletin bir ferdi olduğum için Rabbime Hamdediyorum. 240 şehidimize ve vatan uğuruna kanını akıtan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.