Gerekçe:
17.06.2014 tarihli ve 29033 sayılı Resmi Gazete’de “Diyanet İşleri Başkanlığı Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İdareler tarafından çıkarılan yönetmelik düzenlemeleri genellikle her kurumun kendi iç işleyişine yöneliktir. Yönetmelikler en başta Anayasaya daha sonra kanunlara ve çerçeve yönetmeliklere aykırı olarak düzenlenemez. Ayrıca kurumların yönetmelik düzenlemelerinde takdir yetkisi olsa da bu yetki keyfi olarak kullanılamaz. Bu itibarla Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan yeni Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin bazı maddeleri özellikle rotasyon düzenlenmesi hukuk düzeni, idarenin sürekliliği, çalışma barışı ve uygulanabilirlik kapsamında değerlendirildiğinde pek çok sorunu kendi içinde barındırmaktadır.
Söz konusu yönetmelik Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan din görevlisi üyelerimizi oldukça rahatsız etmiş olup bu rahatsızlıklar sendikamıza yazılı ve sözlü olarak iletilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığının uyguladığı Rotasyon’a göre;
2014 yılındaaynı yerde25 yılını doldurangörevlileri,
2015 yılındaaynı yerde20 yılını doldurangörevlileri,
2016 yılındaaynı yerde15 yılını doldurangörevlileri,
2017 yılındaise aynı yerde 8 yılını dolduran görevlileri kapsayacağı ifade edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıkladığı yeni yönetmelikte yer değiştirmelerde aranan verim tamamen tek taraflı ve çalışanı mağdur etmeye dönüktür.
1-İdareleri düzenleme yetkisi idarenin takdir yetkisinden ve Anayasa’nın 2. Maddesinde belirtilen hukuk devletinin bir gereği olan belirlilik, süreklilik, uygulanabilirlik ve düzenliidare ilkelerinden ve bunların dayanağını teşkil eden eşitlik ilkesinden kaynaklanmaktadır.
Bir hukuk devletinde, hukuk düzeninin belirliliği, sürekliliği ve uygulanabilirliği sağlaması esastır. İptali istenen düzenlemeler kuralın tam olarak ne olduğu konusunda yeterince açıklıktan, dolayısıyla belirlilik, uygulanabilirlik, süreklilik ve öngörülebilirlikten yoksundur ve bu durum hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Çünkü hukuk devleti özellikle memur hukukunda sürekliliği, belirliliği ve uygulanabilirliği dolayısıyla hukuk güvenliğini gerçekleştirmeyi amaçlar. İdare takdir yetkisini keyfi kullanmamalı bu yetkiyi eşitlik ilkesine uygun olarak kullanmalıdır.
2-25.10.2011 tarihli ve 28095 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin bazı maddelerine Anayasamıza ve yasalarımıza aykırılık teşkil ettiğinden tarafımızdan Danıştay Beşinci Daire 2011/8904 E. sayılı dosyada İptal Davası açılmış ve henüz karar verilmemiştir. Açılan İptal Davası henüz sonuçlanmadan dava konusu yönetmelikte defalarca değişiklik yapılmıştır.
3-Bir başka hususta Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği 2011 yılında tamamen yenilenmiş olup bu yeni Yönetmelik dahi bu güne kadar beş defa değişikliğe uğramıştır. “Yamalı bohça” haline gelen Yönetmelik artık hem bütünlüğünü kaybetmiş hem de uygulanabilirliğini kaybetmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca daha önce ön görülen yer değişikliği (rotasyon) düzenlemeleri tam ve eşit olarak hiçbir zaman uygulanamamış her zaman kurumun bir sorunu olarak kalmıştır. Sözkonusu düzenlemelerin de eşit bir şekilde uygulanması mümkün olmayıp kurum içi çalışma barışı ve huzurunu bozmaktan öteye gitmeyecektir.
4-Diyanet İşleri Başkanlığı yer değişikliğine ilişkin görev süresini hiçbir zaman net olarak belirleyememiştir. Tüm yönetmelik değişikliklerinde bu süre de defalarca değişmiştir. Örneğin bu değişiklikten önce de zorunlu yer değişikliği için görev süresi beş yıl olarak belirtilmekteydi. Görev yaptığı camide görevini başarı ile ifa eden hakkında şikayet olmayan cemaati ile iyi bir diyalog içinde bulunan bir personelin sırf sekiz yıl aynı camide görev yaptı diye görev yerinin değiştirilmesi hakkaniyete uygun düşmemektedir. Kamu Görevlilerinin belli bir süre hizmet ettikten sonra zorunlu olarak yerlerinin değiştirilmesi benzer kamu kurumlarında olmayan bir uygulamadır. Anayasa da kabul görmüş olan eşitlik ilkesi ve 657 sayılı yasaya hakim kılınan ilkeler uyarınca, Kamu Hizmetini yürüten personelin farklı uygulamalara tabi tutulamayacağı güvence altına alınmıştır.
Kaldı ki, 25.10.2011 tarihlive 28095 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Hizmet gereği görev veya görev yeri değiştirme”başlıklı 19. Maddesinin (1) numaralı fıkrasında;“(1) Hizmet gereği görev veya görev yeri değişikliği, aşağıdaki hallerde yapılır: a) Hizmet için gerekli sayı ve nitelikte eleman ihtiyacının karşılanması,b) İhtiyaç fazlası eleman bulunduğunun tespit edilmesi,c) Teftiş veya soruşturma sonucu, ç) Başkanlıkça veya mahalli mülki amir tarafından görülecek idarî lüzum ve zaruretler bulunması, d) Bulunduğu yer ve görevde başarılı olamayanlara başka yer ve görevlerde denenme imkânı verilmesi,e) Çeşitli sebeplerle görevinin veya görev yerinin ortadan kalkması f) Hizmetlerin daha etkin ve verimli yürütülmesi için il müftülerinin yerlerinin değiştirilmesine ihtiyaç duyulması.” şeklinde tam yedi bent halinde düzenlenen yer değiştirme (atama) nedeni vardır.
Diyanet İşleri Başkanlığı uygulamada istediği personelin yerini rahatlıkla bu düzenleme uyarınca değiştirmektedir. Öyle ki başkanlık mevcut görev yerinde problemler veya başka türlü sorunlar (soruşturma/şikayet gibi) yaşayan personelin görev yerini direkt olarak değiştirmektedir. Görüleceği üzere başkanlık mevzuatında birden çok yer değişikliği düzenlemesi varken bunlara ek olarak bir de “zorunlu rotasyon” düzenlemesinin yapılmasında Kamu Yararı ve Hizmet Gereğinin bulunmadığı açıktır. Tam aksine bu düzenleme ile binlerce personelin zaruret yokken naklen atanmaları personel arasında huzursuzluklara ve hizmetlerin aksamasına neden olacaktır.
5-Yer değişikliklerinin aynı grup camiler arasında olmak üzere öncelikle aynı ilçe içinde, yer bulunamaması halinde il içinde, il içinde de yer bulunamaması halinde iller arası yapılması düzenlemesi kamu yararı ve hizmet gereği ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.
Anılan düzenleme uyarınca bir ilçenin köyünde D grubu bir camide görev yapan din görevlisi yine o ilçenin başka bir köyünde bulunan D grubu bir camiye atanacak olup bir metropol şehirde A grubu camide görev yapan din görevlisi yine o metropol şehirde bulunan başka bir A grubu camiye atanacaktır. Yani ilçede görev yapan din görevlisi ilçede kalacak ilde görev yapan din görevlisi de ilde kalacaktır. Köyde görev yapan din görevlisinin şehirde görev yapma imkanı bu düzenleme ile ortadan kalkmaktadır. Bu şekilde yapılacak yer değişiklikleri ile verimliliğin sağlanamayacağı açıktır. Yani yer değişikliği düzenlemesi bu haliyle köy yerinde görev yapan din görevlileri için getirilmiş bir düzenleme olmaktan öteye gitmeyecektir.
Bir başka hususta bu şekilde yapılacak yer değişiklikleriyle pek çok personelin ilçede/ilde zor şartlarda kurduğu düzeni de bozulacaktır. D grubu camilerin sayısının yüzde 50-55 civarında olduğu düşünülürse çok farklı şartlarda D grubu camisinin de olacağı açıktır. Bir din görevlisinin lojmanı olan bir camiden lojmanı olmayan bir başka camiye atanması onun çalışma şevkini ve azmini kıracak bu şekilde yapılan yer değişikliği de hizmet gereğine uygun düşmeyecektir. Ülkemizde bulunan tüm camilerin aynı grup cami bile olsa sosyal ve fiziki şartları (örnek olarak her caminin lojmanı bulunmaması, camilerin şehir merkezlerine olan uzaklıklarının farklı olması gibi) da birbirlerinden tamamen farklıdır. Dolayısıyla Başkanlık personelinin içinde bulunduğu şartlar değerlendirildiğinde ve diğer kamu görevlileri ile karşılaştırıldığında Başkanlık personeli için yer değişikliği uygulamasının standart şekilde yapılmasının oldukça güç olduğu görülmektedir.
6-“Cami görevlilerinin yer değişikliği” başlıklı geçici 7. madde görev yaptığı camide yirmi beş yılını tamamlayan cami görevlilerinden başlamak üzere kademeli olarak yer değişikliği (rotasyon) zorunluluğu getirmektedir. Bu geçici madde düzenlemesi cami görevlilerinin toplu olarak görev yerlerinin değişmesini öngörmektedir. Yani bu düzenleme bir nevi toplu görevden alma tarzında yapılan bir düzenleme olup bu yönüyle de açıkça hizmet gereği ve kamu yararı ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır.
Bu düzenle tamamen Başkanlığa has olup diğer Kamu Kurumlarında örneği olmadığından Anayasa ile teminat altına alınan “eşitlik ilkesi” ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aykırıdır.
Bu düzenlemelerle adeta “göçebe din görevlisi” oluşmasına neden olacak binlerce kamu görevlisi yerinden edilecek, aile düzenleri bozulacak, çocuklarının eğitimleri aksatılacak, aidiyet ve sağlık sorunlarına neden olunacaktır.
Yıllarca bin bir güçlükle kurmuş olduğu düzeni bırakarak yeni mekanlara kapı aralayacak verimli personel, din hizmeti yapmak yerine çevre şartlarını iyileştirmekle, cami ve müştemilatı bakım ve onarımıyla, ailesinin sıkıntılarını gidermekle, çocuklarının yeni yere ilişkin psikolojisi ve okul sorunlarıyla ve en önemlisi maddi kaygıların giderilmesine yönelik problemlerle uğraşacaktır. Buda etkin ve verimli bir din hizmetini derinden etkileyecektir.
7-Cami görevlilerine zorunlu rotasyonun uygulanması halinde İdarenin de zor durumda kalacağı, personelin atanacağı yerler bakımından pek çok taleple ve adam kayırma iddialarıyla baş başa kalacağı açıktır.
8-Yeri değiştirilen binlerce personelin açacağı davalarla, hem Kamu Hizmetleri aksayacak hem de mahkemelerimizin dosya yükü artacaktır. Ayrıca binlerce personelin naklen atanması idareyi mali açıdan da sıkıntıya sokacaktır.
9-Cami görevlilerine “zorunlu yer değişikliği” getiren düzenlemeler haksız ve keyfi uygulamalara yol açacağından izah edilen nedenlerle hukuka aykırı olan bu düzenlemenin iptali uygun olacaktır.
10-Hukuka açıkça aykırı olan söz konusu yönetmelik maddelerinin yürürlükte kalması halinde idarece bunlara dayanılarak 120 bini aşan personeli ilgilendiren pek çok işlem tesis edileceğinden ileride telafisi güç veya imkânsız zararlara da neden olunacaktır.
|