Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Cebrail Yakışır Ankara 2 Nolu Şubeye Bağlı Kızılcahamam ve Kahramankazan İlçe müftülük aylık din görevlileri toplantılarına katılarak Diyanet-Sen’in çalışmaları ve kazanımları ile ilgili katılımcılara bilgi verdi.
Toplantılarda Yakışır’a Diyanet-Sen Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Fevzi Mercan, Başkan Yardımcıları Seyit Ahmet Kılıç ve Burhan Eroğuz eşlik etti.
Diyanet-Sen’in 14 yıldır kazandırmaya devam ettiğini belirten Yakışır, yetkiyi aldığımız günden beri Diyanet ve Vakıf görevlileri için en iyisi için çalıştık. Şükürler olsun çalışmalarımız meyvesini veriyor. Bu gün 82 binleri geçen üye sayımız ve yüzlerce kazanımlarımızla ülkemizin en saygın sivil toplum kuruluşlarından biriyiz. Bu yılda inşallah 15 kez yetki bayrağını daha da ileriye taşımak için çaba sarf etmeye, ter akıtmaya ülkemizi il il, ilçe ilçe, köy köy dolaşmaya devam edeceğiz. Biz üyemizle halkımızla bir olmaya, hizmet götürmeye devam edeceğiz” dedi.
Milli Birlik Ruhu En Büyük Güvencemiz
Yakışır, dünyanın yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı bir dönemde ülke olarak içerde ve dışarda bu şer odaklarına emperyalist güçlere karşı en büyük teminatımızın milli birlik olduğunun altını çizdi.
Yakışır konuşmasına şöyle devam etti: Türkiye, terörden çok çekti. Başta terörün kaynağını söyledik: emperyalizm. Bu gün dünya tarihi, egemenlik mücadeleleri Suriye’de düğümlenmiş durumda. Bu düğümü çözecek bir güç varsa o da Türkiye’dir. Hatta buradan söyleyeyim, daha geniş çaplı bir savaşın önündeki en büyük güç Türkiye’dir. Çünkü Türkiye, ta başından beri insan merkezli yaklaşıyor Suriye’ye. Bu bir özgüven meselesidir. Neden? Çünkü tarihimizle, birikimimizle, coğrafi birliğimizle biz buralıyız.
Bu coğrafyanın insanını en iyi biz anlayabiliriz. Bunu en iyi emperyalistler biliyor. Onun için desiseyle, hileyle yaklaşıyorlar. Şimdi diplomatik hamlelerimizi doğru zeminde yürütüyoruz. Bu hileleri de bir bir aşıyoruz. Mazlumlar başta olmak üzere dünyanın vicdan sahibi insanlar Türkiye’nin mücadelesini destekliyorlar. Afrin bu yüzden bir kırılma, mazlumlar için bir özgüven meselesidir. Bir de bunun diplomatik ayağı var. Aslında büyük güçler denilen emperyalist ülkelerin çıkarları ciddi anlamda çatışıyor. Bu saatten sonra birlik olma şansları da yok. Finansal krizden bu yana herkes kendi derdine düştü. Ufukta yeni krizden bahsediliyor. Hatta bazı yorumlar savaşla bitecek bir krizin olacağı yönünde. Bütün bu veriler ışığında diyebilirim ki, büyük güç kavramı bu saatten sonra ancak Türkiye ile açıklanabilir. Yani mazlumların duası ve reel politiğin verdiği imkanlarla Türkiye büyük yürüyüşe geçmiştir. Bize göre Afrin operasyonunun böyle bir anlamı da vardır.